gross; indelicate; indecent

listen to the pronunciation of gross; indelicate; indecent
Englisch - Türkisch

Definition von gross; indelicate; indecent im Englisch Türkisch wörterbuch

greasy
kaygan/yağlı
greasy
(Tıp) yağımsı
greasy
(Askeri) fırtınalı
greasy
gresli
greasy
yükselme
greasy
yıkanmamış
greasy
{s} kaygan
greasy
{s} civa gibi
greasy
{s} yağlı

Tom kaburga gibi yağlı gıdaları sevmez. - Tom doesn't like greasy food such as spareribs.

Onun kolu yağlı tavaya dokundu. - His sleeve touched the greasy pan.

greasy
{s} yağlı, yağlanmış
greasy
{s} yağcı
greasy
{s} yapışkan
greasy
greasy spoon
greasy
argo kalitesiz lokanta
greasy
{s} ele avuca sığmaz
greasy
{s} kaypak
Englisch - Englisch
greasy
gross; indelicate; indecent
Favoriten