Sana gerekten korkunç bir şey göstereyim.
- Let me show you something really awesome.
Ne korkunç bir anlaşma!
- What an awesome deal!
Tom'un sadakatı takdire şayandır.
- Tom's loyalty is admirable.
Onun özverisi takdire değer.
- His self-denial is admirable.
O takdire değer bir kadın.
- She is an admirable woman.
Tom hayranlık uyandıran bir iş yaptı.
- Tom has done an admirable job.