gray colour:.
My office is on the fourth floor of that gray six-story building.
- Ofisim, o gri altı katlı binanın dördüncü katında.
My father has a blue and gray tie.
- Babamın mavi gri bir kravatı var.
Grey translations are indirect translations. In other words, they are translations of the translations, and not translations of the main sentence (the main sentence is the sentence in big letters).
- Gri çeviriler dolaylı çevirilerdir. Diğer bir deyişle, onlar çevirilerin çevirileridir, ve ana cümlenin çevirileri değil ( ana cümle büyük harflerle yazılmış cümledir).
Although he's young, he has a grey beard.
- Genç olmasına rağmen gri sakalı var.