grev

listen to the pronunciation of grev
Türkisch - Englisch
strike

The mail is delayed because of the strike. - Posta grev yüzünden ertelendi.

The strike affected the nation's economy. - Grev ülkenin ekonomisini etkiledi.

turnout
stoppage
walkout

The railroad workers are going on walkout tomorrow. - Demiryolu işçileri yarın greve gidiyorlar.

industrial action
strike of
on strike

The workers went on strike. - İşçiler greve gittiler.

The bus drivers are on strike today. - Otobüs sürücüleri bugün grevde.

strike for
grev bozucu
strikebreaker
grev eğilimli
(Ticaret) strike-prone
grev kırıcı işçi
(Ticaret) strike breaker
grev kırıcı işçi
(Ticaret) blackleg
grev yapma
(Kanun) strike
grev yapmak
(Ticaret) come out on strike
grev yapmak
be out
grev bozucu
rat
grev eğilimli
(endüstri) strike prone
grev gözcülüğü yapmak
picket
grev gözcülüğü yapmak
to picket
grev gözcülüğü yapmak
(Ticaret) form a picket line
grev gözcüsü
(strike) picket
grev gözcüsü
picket
grev hakkı
(Ticaret) right of strike
grev hattı
(Ticaret) picket line

I doubt that Tom has the courage to cross the picket line. - Tom'un grev hattını geçecek cesareti olduğundan şüpheliyim.

grev kararı almak
go on strike
grev kırma
(Ticaret) strike breaking
grev kırıcı
blackleg
grev kırıcı
strike breaker
grev kırıcı
strikebreaker, blackleg, scab
grev kırıcı
scab
grev kırıcı
(Ticaret) strikebraker
grev kırıcı işçi
fink
grev kırıcılığı
strike-breaking
grev kırıcılığı
strikebreaking
grev nedeniyle işsiz kalmak
(Ticaret) be unemployed due to a strike
grev oylaması
strike ballot
grev oylaması
strike vote
grev tehdidi
(Ticaret) walkout threat
grev teminatı
(Sigorta) strikes cover
grev türleri
types of strike
grev yapan
striking

The striking workers protested their pay cut. - Grev yapan işçiler ücretlerinin kesilmesini protesto etti.

grev yapmak
walk out
grev yapmak
to strike, to go on strike
grev yapmak
go out
grev yapmak
be on strike
grev yapmak
(for workers) to strike
grev yapmak
strike work
grev yapmak
strike
grev yapmak
go on strike
grev yüzünden felç olmuş
strikebound
grev yüzünden sekteye uğramış
strikebound
grev yüzünden çalışamayan
(Ticaret) strikebound
grev çağrısı
strike call
grev çağırışı
(Ticaret) strike call
ani grev
lightning strike
genel grev
general strike
grev yapmak
(Fiili Deyim ) down tools
resmi grev
(Ticaret) official strike
resmi olmayan grev
wildcat strike
resmi olmayan grev
wildcat
sınırlı grev
(Ticaret) pin strike
umumi grev
(Ticaret) general strike
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) İşçilerin isteklerini işverene kabul ettirmek için, işlerini hep birlikte bırakmaları
İş bırakımı
İş bırakımı: "Başka bir gidişinde Cenova'da dok işçileri grevdeydi."- N. Cumalı
grev gözcüsü
Grevin seyrini kollayan kimse
grev kırıcı
Grevi kırma girişiminde bulunan kimse
grev kırıcılığı
Grevin etkisini azaltmak veya tamamıyla yok etmek amacıyla greve uğrayan iş verenin veya ona yardımcı olan bir başkasının yasalara göre yasaklanmış hareketlerde bulunması
grev sözcüsü
Grev süresince grevle ilgili açıklamalarda bulunmakla görevli kimse
grev yapmak
İşi bırakmak
genel grev
Grevin bütün işçi kesimince uygulanması
grev
Favoriten