Bir aptal her zaman kendisine hayran olacak daha büyük bir aptal bulur.
- A fool always finds a greater fool to admire him.
Kendini diğerleriyle karşılaştırırsan, kendini beğenmiş ya da umudu kırık olabilirsin; her zaman için kendinden daha büyük ya da daha küçük insanlar olacaktır.
- If you compare yourself with others, you may become vain or bitter; for always there will be greater and lesser persons than yourself.
Hiçbir şey ona oğlunun büyüdüğünü görmekten daha büyük bir zevk vermedi.
- Nothing gave her greater pleasure than to watch her son growing up.
Anne sevgisi her şeyden daha büyüktür.
- Maternal love is greater than anything else.
Eğer tamsayı sadece sıfırdan büyük veya eşit ise tamsayı doğaldır.
- An integer is natural if and only if it is greater or equal to 0.
Hindistan uzun yıllar boyunca Büyük Britanya tarafından yönetildi.
- India was governed by Great Britain for many years.
O kadar da muazzam değildi.
- It wasn't all that great.
Birkaç harika fikrim var ama paraya ihtiyâcım var.
- I've got some great ideas but I need money.
İtalya'da yemekler harikaydı.
- The food was great in Italy.
Ünlü bir fizikçi olmanın yanı sıra, o büyük bir romancıdır.
- In addition to being a famous physicist, he is a great novelist.
Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur.
- The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump.
Böyle uluslararası birleşme harika sonuçlar doğurdu.
- Such international cooperation produced great results.
Bu ülkeyi yine ulu yapmak için ileri görüşlü bir öndere ihtiyacımız var.
- We need a forward-looking leader to make this country great again.
Sadece en iyi malzemeleri kullanmak için büyük özen gösterilmiştir.
- Great care has been taken to use only the finest ingredients.
Bob ve ben çok iyi arkadaşlarız.
- Bob and I are great friends.
Muhteşem bir yardımcısın.
- You've been a great help.
Anne sevgisi en muhteşem şeydir.
- Maternal love is the greatest thing.
Senin harika yeteneğin var. Sen gerçekten yeteneklisin.
- You have great talent. You are truly gifted.
Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
- Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
Kocasının bir kazada hayatını kaybettiği haberi ona büyük bir şok oldu.
- The news that her husband had been killed in an accident was a great shock to her.
Cılız bir kıvılcım kocaman bir aleve dönüşebilir.
- A tiny spark may become a great flame.
O çok önemli bir adam.
- He is a man of great importance.
Vergi artışları hayatlarımızı önemli ölçüde etkiledi.
- The tax increases affected our lives greatly.
Aşağıdaki talimatlarda çok iyi değilim.
- I'm not so great at following directions.
Bob ve ben çok iyi arkadaşlarız.
- Bob and I are great friends.
O kadar müthiş değil.
- It's not all that great.
Herkes Nomo'un müthiş bir atıcı olduğunu düşünüyor.
- Everyone considers Nomo a great pitcher.
O, mükemmel güzelliğe sahip bir kadındır.
- She is a woman of great beauty.
Bu fotoğraflarda mükemmel görünüyorsun.
- You look great in these photos.
The rate in isolated counties was about a third higher than in the greater metropolitan counties.
A great storm is approaching our shores.
Newton and Einstein are two of the greats of the history of science.
Alexander the Great.
Great! Thanks for the wonderful work.
Oh, great! I just dumped all 500 sheets of the manuscript all over and now I have to put them back in order.
His concert was very good.
- His concert was great.
... But our aspirations are greater than that. ...
... greater, whether perhaps even they were 100 percent greater. But even if they were 100 ...