great unhappiness; extreme pain of body or mind; wretchedness; distress; woe

listen to the pronunciation of great unhappiness; extreme pain of body or mind; wretchedness; distress; woe
Englisch - Türkisch

Definition von great unhappiness; extreme pain of body or mind; wretchedness; distress; woe im Englisch Türkisch wörterbuch

misery
{i} ızdırap

Yaşam büyük bir ızdırap. - Life is a great misery.

misery
çok kötü bir durum
misery
perişanlık
misery
çok acı bir durum
misery
ıstırap
misery
mutsuzluk
misery
dert
misery
{i} hınzır
misery
{i} İng. hep şikâyet eden kimse
misery
{i} acı

Acı ve üzüntü savaşa eşlik eder. - Misery and sorrow accompany war.

Onun acısı yalnızca gösteriş içindi. - Her misery was only for show.

misery
bedbahtlık
misery
{i} sefalet

Onlar sefalet içinde yaşıyorlar. - They are living in misery.

Şansızlık ve sefalet seni tehdit etti. - Misfortune and misery threaten you.

misery
{i} yoksulluk
misery
eziyet
Englisch - Englisch
misery
great unhappiness; extreme pain of body or mind; wretchedness; distress; woe

    Silbentrennung

    great unhappiness; ex·treme pain of bo·dy or mind; wretchedness; distress; woe

    Aussprache

Favoriten