Bolluk içinde yaşıyor.
- She lives in abundance.
Bolluk zamanlarında kıtlık zamanlarını hatırla.
- In times of abundance, remember the times of famine.
Serveti nasıl dağıtacağın büyük bir sorundur.
- How to distribute abundance is a great problem.
Kitapta bir resim bolluğu var.
- There is an abundance of pictures in the book.
Bolluk içinde yaşıyor.
- She lives in abundance.