grasping and representing facts as they are

listen to the pronunciation of grasping and representing facts as they are
Englisch - Türkisch

Definition von grasping and representing facts as they are im Englisch Türkisch wörterbuch

objective
{s} hedeflenen
objective
{i} erek
objective
(Tıp) Duyulur, hissedilir, idrak edilir
objective
{i} ismin i hali
objective
{i} hedef

Bu çok önemli bir hedef ve ulaşmak oldukça zor olacak. - That is a very important objective and it will be quite tricky to achieve.

Pazarlama bölümü ve satış bölümü hedefleri mutlaka aynı değildir. - The objectives of the marketing department and the sales department are not necessarily the same.

objective
(Biyokimya) özdek mercek
objective
(Denizbilim) özdel mercek
objective
{i} objektif

Tamamen objektif olmayabilirim. - I may not be completely objective.

Hemşirelerin, hastaları hakkında objektif olmaları zordur. - It's hard for nurses to be objective about their patients.

objective
yansız
objective
nesnel

Nesnel olduğumu düşünüyorum. - I think I'm objective.

objective
{s} tarafsız

Tom tarafsız görünüyor. - Tom seems to be objective.

Tom tarafsız, değil mi? - Tom is objective, isn't he?

objective
(Askeri) HEDEF: Girişilen bir hareketin fiziksel amacı, örneğin ele geçirilmesi ve/veya elde tutulması komutanın planı için çok önemli olan belirli taktik arazi arızası. Ayrıca bakınız: "target"
objective
(Tıp) Başkaları tarafından müşahede edilir
objective
(Tıp) Mikroskobun objektifi (adesesi)
objective
(isim) objektif, mercek, nesne, ismin i hali, hedef, amaç, erek
objective
amaç,objektif
Englisch - Englisch
objective
grasping and representing facts as they are

    Silbentrennung

    grasp·ing and representing facts as they are

    Türkische aussprache

    gräspîng ınd reprîzentîng fäks äz dhey ır

    Aussprache

    /ˈgraspəɴɢ ənd ˌreprəˈzentəɴɢ ˈfaks ˈaz ˈᴛʜā ər/ /ˈɡræspɪŋ ənd ˌrɛprɪˈzɛntɪŋ ˈfæks ˈæz ˈðeɪ ɜr/
Favoriten