Jim ile hiç karşılaşmamış olmama karşın, ben hemen onu ayırt ederim.
- Though I had never met Jim, I could pick him out right away.
Kaybolma ihtimalimize karşın, yönleri yazmayı düşündüm.
- We thought we would write out the directions, in case you got lost.
Bay Smith, söz verdiği hâlde henüz dönmedi.
- Mr. Smith hasn't turned up yet though he promised to.
Hava kötü olduğu halde geldi.
- He came even though the weather was bad.
Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.
- Though he was poor, he was nonetheless happy.
Yine de büyük olasılıkla ne olacağını tahmin edebilirsin.
- You can probably guess what happens though.
Sen Meksikalı değil misin? Evet, gerçi şimdi Arjantin'de yaşıyorum.
- Aren't you Mexican? Yes, though now I live in Argentina.
Gerçi onun büyük bir sorunu var.
- She has a big problem, though.
Komşum olsa da onu iyi tanımıyordum.
- Even though he is my neighbour, I did not know him well.
Bir üniversite diplomasına sahip olsa da, Tom hademe olarak çalışır.
- Even though he has a college degree, Tom works as a janitor.
O zengin olmasına rağmen mutlu değil.
- Though he is rich, he is not happy.
Fakir olmasına rağmen, o mutluydu.
- Though he was poor, he was happy.