Sonunda hedefine ulaştı.
- Finally, he achieved his goal.
Onlar hedefine ulaştı.
- They reached their goal.
Onlar amaçlarına ulaştılar.
- They achieved their goal.
Onlar amaçlarına ulaştılar.
- They will have achieved their goal.
Forvet oyuncusu gol attı.
- The forward kicked a goal.
O, bir gol attığında, kalabalık bağırdı.
- The crowd yelled when he scored a goal.
Kaleci topa dokunduğunda hakem diğer takıma bir köşe vuruşu verdi.
- When the goalkeeper touched the ball, the referee awarded the other team a corner kick.
Fransa'nın kalecisi yere daldı ve Ronaldo'nun atışını kurtardı.
- The goalkeeper for France dived to the ground and saved Ronaldo’s shot.
Az sayıda amacın olduğunda yaşlanırsın.
- When you have few goals, you get older.
Except for those who directly benefit from the system, life becomes a goalless existence, in which the worst human aberrations start germinating.