Tom siyasete girmek istedi.
- Tom wanted to go into politics.
Her zaman gösteri işine girmek istedim.
- I always wanted to go into show business.
Beş dakika önce onun tuvalete girdiğini gördüm.
- I saw him go into the toilet a few minutes ago.
Sistem kısa bir süre içinde hizmete girecek.
- The system will go into operation in a short time.