Her zaman gösteri işine girmek istedim.
- I always wanted to go into show business.
Tom siyasete girmek istedi.
- Tom wanted to go into politics.
Sistem kısa bir süre içinde hizmete girecek.
- The system will go into operation in a short time.
Jane'nin tebessümle sınıfana girdiğini gördüm.
- I saw Jane go into her classroom with a smile.