Tom bütün yol boyunca kapıyı kapattıramadı.
- Tom couldn't get the door to close all the way.
Tren o kadar kalabalıktı ki ben bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.
- The train was so crowded that I had to keep standing all the way.
... There are Arab traders who are traveling all the way ...
... Let's zoom all the way out. ...