Tom melankoli ve depresyon arasındaki farkı söyleyemez.
- Tom can't tell the difference between melancholy and depression.
O bir melankoli üstesinden gelindi.
- He was overcome by a feeling of melancholy.
Bugün kendimi melankolik hissediyorum.
- Today I'm feeling melancholic.
Yüzü melankolik gibi görünüyor.
- His face looks melancholy.