Deutsch - Türkisch
Definition von gleichermaßen im Deutsch Türkisch wörterbuch
- aynı suretle
- eşit derecede
- aynı derecede
- eşit ölçüde
- eşitçe
- eşit oranda
Englisch - Türkisch
Definition von gleichermaßen im Englisch Türkisch wörterbuch
- alike
- {s} birbirine benzer: We're alike in many ways. Birçok bakımdan birbirimize benziyoruz. z
- alike
- {s} aynı
Biz bütün ziyaretçilere aynı davranırız.
-We treat all visitors alike.
Bu kalemler benzeyebilir ama aynı değiller.
-These pencils might look alike but they're not the same.
- alike
- {s} benzeyen
- alike
- benzer
İki erkek kardeş birbirine çok benzer.
-The two brothers are very much alike.
Büyük akıllar benzer düşünürler.
-Great minds think alike.
- alike
- {f} benzer olarak
- alike
- okşar
- alike
- benzer/aynı şekilde
- alike
- birbirinin aynı olarak
- alike
- eşit
- alike
- adv.benzer olarak: adj.benzer,benzer
- alike
- aynı şekilde
- alike
- benzer şekilde
Sen ve ben benzer şekilde düşünüyoruz.
-You and I think alike.
Sen ve ben benzer şekilde düşünmüyoruz.
-You and I don't think alike.
- alike
- farksızca
- alike
- {s} farksız
- alike
- fark gözetmeden
- alike
- {s} eşit bir şekilde: Treat them alike. Onlara eşit
Relevante Übersetzungen
Deutsch - Englisch
Definition von gleichermaßen im Deutsch Englisch wörterbuch
- in the same way
- as much as
- alike
- in equal measure
- Der Bericht betrifft die Einzelstaaten und die EU gleichermaßen.
- The report concerns Member States as much as the EU
- Der Wortlaut ist gleichermaßen verbindlich wie der Wortlaut des Übereinkommens v
- The text is authentic under the same conditions as the text of the 1990 Convention
- Diese Faktoren wirken sich jedoch nicht auf alle Nutzer gleichermaßen aus.
- These factors do, however, not affect all users in the same way
- Ich habe von Lehrern und Studenten gleichermaßen gelernt.
- I learned a lot from teachers and students alike
- Sie ist in Französisch und Russisch gleichermaßen versiert.
- She speaks French and Russian with equal aplomb