glaubend

listen to the pronunciation of glaubend
Englisch - Türkisch

Definition von glaubend im Englisch Türkisch wörterbuch

thinking
düşünme

Oğlumun hâlâ hayatta olduğunu düşünmek elimde değil. - I cannot help thinking that my son is still alive.

Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir. - When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.

believing
inançlı
believing
mümin
believing
itikatlı
believing
{i} inanış
believing
imanlı
thinking
düşünüş
thinking
görüş

Ben küçük esprileri seviyorum ve senin şeyler üzerinde düşünceni ve görüşlerini oldukça kıskanıyorum. - I love our little jokes and I'm quite jealous of your thinking and views on things.

thinking
düşünceli
thinking
düşünerek

Tom para hakkında düşünerek çok zaman harcamaz. - Tom doesn't spend much time thinking about money.

Ben onun güvenilir bir adam olduğunu düşünerek yanıldım. - I was mistaken in thinking that he was a trustworthy man.

believing
{f} inan

Tom Mary'nin söylediğine inanarak zor zaman geçiriyor. - Tom has a hard time believing anything Mary says.

Onlar görmek inanmaktır diyorlar. - They say that seeing is believing.

thinking
{f} düşün

Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

Lise günlerimi düşünmeden o şarkıyı dinleyemem. - I can not hear that song without thinking of my high school days.

believing
{i} kanma
believing
(isim) kanma
believing
iman eden
believing
inanan
thinking
{i} tasavvur
Deutsch - Englisch
thinking
fancying that …
guessing
believing