He couldn't think where to hide it.
- Onu nereye gizleyeceğini düşünemedi.
She tried to hide her mistake from us.
- O, hatasını bizden gizlemeye çalıştı.
Now the mountain is hidden by the clouds.
- Şimdi, dağ bulutlar tarafından gizlenmiştir.
The sun was hidden in the moon's shadow.
- Güneş ayın gölgesine gizlenmişti.
Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.
- Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
Tom isn't very good at concealing the way he really feels.
- Tom gerçekten hissettiği şekli gizlemede çok iyi değildir.
He makes no disguise of his feelings.
- O hislerini gizlemez.
She disguised herself as him.
- O, kendini o olarak gizledi.
Tom isn't very good at concealing the way he really feels.
- Tom gerçekten hissettiği şekli gizlemede çok iyi değildir.
Tom isn't very good at concealing his feelings.
- Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.
She concealed the fact that she used to be a salesgirl.
- O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.
Tom concealed his anger from Mary.
- Tom öfkesini Mary'den gizledi.
Tom disguised himself as a priest.
- Tom bir rahip olarak kendini gizledi.
Tom was disguised as a janitor.
- Tom bir odacı olarak kimliğini gizledi.