Today, we are going to unravel the mystery of the English subjunctive.
- Bugün, İngilizce dilek kipinin gizemini çözeceğiz.
The murder remains a mystery.
- Cinayet gizem olarak kalır.
Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma.
- Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece.
I can't hide my feelings.
- Duygularımı gizleyemiyorum.
Tom had nothing to hide.
- Tom'un gizleyecek bir şeyi yoktu.
The sun was hidden in the moon's shadow.
- Güneş ayın gölgesine gizlenmişti.
The walls are hidden by ivy.
- Duvarlar sarmaşık tarafından gizlenmiştir.
Tom isn't very good at concealing the way he really feels.
- Tom gerçekten hissettiği şekli gizlemede çok iyi değildir.
She concealed the fact that she used to be a salesgirl.
- O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.
He makes no disguise of his feelings.
- O hislerini gizlemez.
She disguised herself as him.
- O, kendini o olarak gizledi.
The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
- Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
I didn't mean to keep it secret.
- Bunu gizli tutmak niyetinde değildim.
Tom has done a pretty good job concealing his dissatisfaction.
- Tom memnuniyetsizliğini gizleyen oldukça iyi bir iş yaptı.
Tom isn't very good at concealing his feelings.
- Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.
Tom concealed his pistol under his coat.
- Tom silahını paltosunun altında gizledi.
She concealed the fact that she used to be a salesgirl.
- O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.
The thief disguised himself as an old lady.
- Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.
Tom was disguised as a janitor.
- Tom bir odacı olarak kimliğini gizledi.