gizlenemez

listen to the pronunciation of gizlenemez
Türkisch - Englisch
be concealed
gizle
hide

He couldn't think where to hide it. - Onu nereye gizleyeceğini düşünemedi.

Tom had nothing to hide. - Tom'un gizleyecek bir şeyi yoktu.

gizle
blot out
gizle
secrete
gizle
{f} secreting
gizle
{f} hidden

The cat lay hidden in the bushes. - Kedi çalıların içinde gizlenmiş yatıyordu.

The money was hidden beneath the floorboards. - Para döşeme tahtalarının altında gizlenmişti.

gizle
conceal

Tom isn't very good at concealing the way he really feels. - Tom gerçekten hissettiği şekli gizlemede çok iyi değildir.

Tom isn't very good at concealing his feelings. - Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.

gizle
{f} disguise

The thief disguised himself as an old lady. - Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.

She disguised herself as him. - O, kendini o olarak gizledi.

gizle
gloss over
gizle
concealing

Tom isn't very good at concealing his feelings. - Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.

Tom has done a pretty good job concealing his dissatisfaction. - Tom memnuniyetsizliğini gizleyen oldukça iyi bir iş yaptı.

gizle
concealed

Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work. - Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.

Tom concealed his pistol under his coat. - Tom silahını paltosunun altında gizledi.

gizle
disguised

Tom disguised himself as a priest. - Tom bir rahip olarak kendini gizledi.

Tom was disguised as a janitor. - Tom bir odacı olarak kimliğini gizledi.

gizlenemez
Favoriten