I got dressed early, but the workmen have not yet arrived.
- Ben erken giyindim ama işçiler henüz gelmedi.
Tom got out of bed and got dressed.
- Tom yataktan çıktı ve giyindi.
She was dressed all in black.
- O tümüyle siyah giyindi.
She is always neatly dressed.
- O her zaman temiz giyinir.
She is always neatly dressed.
- O her zaman temiz giyinir.
She was dressed all in black.
- O tümüyle siyah giyindi.
Tell her that I am dressing.
- Ona giyindiğimi söyle.
Aimee is dressing in her bedroom.
- Aimee yatak odasında giyiniyor.
Tom helped his son get dressed.
- Tom oğlunun giyinmesine yardımcı oldu.
We have to get dressed.
- Biz giyinmek zorundayız.
Sami was dressed in cowboy attire.
- Sami kovboy kıyafeti giyindi.
Tom wore gloves to avoid leaving his fingerprints on the murder weapon.
- Tom cinayet silahında parmak izlerini bırakmaktan kaçınmak için eldivenler giydi.
She wore a green dress.
- Yeşil bir elbise giydi.
I noticed that she had worn a new hat.
- Onun yeni bir şapka giydiğini fark ettim.
Sally has bought a new dress, but she hasn't worn it yet.
- Sally yeni bir elbise satın aldı fakat henüz giymedi.
Tom didn't have on his shoes.
- Tom ayakkabılarını giymemişti.
What do you have on for tomorrow night?
- Yarın gece için ne giyersin?
He put on his sweater wrong side out.
- O kazağını ters yüz giydi.
Put on a coat. If you don't, you'll catch a cold.
- Üstüne paltonu giy. Giymezsen üşütürsün.
The shoes you are wearing look rather expensive.
- Giydiğin ayakkabılar oldukça pahalı görünüyorlar.
She wears high heels to make herself look taller.
- O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.