Dan finished dressing his daughter, Linda.
- Dan kızı Linda'yı giydirmeyi bitirdi.
She wore a blue dress made by her mother for the concert.
- O, konser için annesi tarafından yapılan mavi bir elbise giydi.
Tom wore gloves to avoid leaving his fingerprints on the murder weapon.
- Tom cinayet silahında parmak izlerini bırakmaktan kaçınmak için eldivenler giydi.
She has worn the same hat for a month.
- Bir ay boyunca aynı şapkayı giydi.
Sally has bought a new dress, but she hasn't worn it yet.
- Sally yeni bir elbise satın aldı fakat henüz giymedi.
Tom didn't have on his shoes.
- Tom ayakkabılarını giymemişti.
Why do you have only one glove on?
- Neden sadece bir eldiven giyiyorsun?
He put on his sweater wrong side out.
- O kazağını ters yüz giydi.
Tom took off his clothes and put on his pajamas.
- Tom elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.
The shoes you are wearing look rather expensive.
- Giydiğin ayakkabılar oldukça pahalı görünüyorlar.
She was wearing dark brown shoes.
- O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.