Onların isimlerini hatırlayamadım.
- I couldn't remember their names.
Uygurlar arasında, isim verme töreni bir çocuğa isim verildikten sonra düzenlenir.
- Among the Uighurs, a Naming Celebration is held after a child is given a name.
Benim adım Edgar Degas.
- My name is Edgar Degas.
Onun adı Tomoyuki Ogura.
- His name is Tomoyuki Ogura.
Tom, Mary'yi düşünebildiği her kötü şöhretle seslendi.
- Tom called Mary every bad name he could think of.
Şöhret bir isim etrafında toplanan tüm yanlış anlamaların toplamıdır.
- Fame is the sum of all misunderstandings that gather around a name.
Bu bölgedeki tüm sokaklar ünlü kişilerin adını taşır.
- All the streets in this area are named after famous people.
Bana onun adını söylemek zorunda değilsin.
- You don't have to tell me his name.
O, bize adını söylemek için isteksizdi.
- He was unwilling to tell us his name.
Pasaportta ismi olan kişi kelimelerle tanımlanıldı.
- The person whose name was on the passport was described with words.