give, bestow; be in agreement, agree; match, fit; complement

listen to the pronunciation of give, bestow; be in agreement, agree; match, fit; complement
Englisch - Türkisch

Definition von give, bestow; be in agreement, agree; match, fit; complement im Englisch Türkisch wörterbuch

accord
{i} uyum

Onun konuşması duygularıyla uyum sağlamadı. - His speech did not accord with his feelings.

Geleneğe göre, gelin uyumlu olmalıdır. - According to custom, the bride should be compliant.

accord
{i} anlaşma

İki ülke arasındaki bu anlaşmazlıklar, uluslararası hukuka uygun olarak çözülmelidir. - These disputes between the two nations should be solved in accordance with international law.

Biz silah azaltma konusunda onlarla anlaşmak istiyoruz. - We hope to come to an accord with them about arms reduction.

accord
(Ticaret) sağlama

Onun konuşması duygularıyla uyum sağlamadı. - His speech did not accord with his feelings.

accord
uygun olarak

Faiz oranlarının ödünç alanların iş riskine uygun olarak tespit edildiğini biliyorum. - I know that interest rates are fixed in accordance to the borrower's business risk.

Onlar savaşta ölenleri askeri geleneğe uygun olarak gömdüler. - They buried those who had died in battle according to military tradition.

accord
uyuşturmak
accord
mutabakat
accord
(Avrupa Birliği) muvafakat, razı olma; anlaşma; uygunluk
accord
{f} with -e uymak, ile bağdaşmak, -e uygun olmak/gelmek
accord
uygun olmak
accord
ahenk vermek
accord
{f} uyum göster
accord
teslim etmek
accord
{f} vermek: He accorded them that right
accord
{i} uyuşma, mutabakat
accord
ahenkli olmak accord with ahenkli olmak
accord
(Mimarlık) uygunluk uyum
accord
{f} bağdaşmak
accord
{i} birleşme
accord
{i} ahenk
accord
{f} vermek
Englisch - Englisch
{f} accord
give, bestow; be in agreement, agree; match, fit; complement
Favoriten