gitti

listen to the pronunciation of gitti
Türkisch - Englisch
gone

Mr. White has gone to Canada. - Bay White Kanada'ya gitti.

Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone. - Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.

(geçmiş zaman) went
gone on

Tom has gone on dates with both Mary and Alice. - Tom hem Mary hem de Alice'le buluşmaya gitti.

He's just gone on leave. - O az önce izinli gitti.

went with
went on

The weather was getting worse and worse as the day went on. - Gün geçerken, hava gittikçe kötüleşiyordu.

He went on a voyage to America. - O, Amerika'ya seyahate gitti.

git
go
git
{f} going

Before going to study in Paris, I must brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

Before going to work in Paris I must freshen up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

git
{f} gone

Mr. White has gone to Canada. - Bay White Kanada'ya gitti.

Mr White has gone to Canada. - Bay White Kanada'ya gitti.

git
(Meteoroloji) met

Who's your favorite heavy metal guitarist? - Favori heavy metal gitaristin kim?

I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met. - Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.

git
ebb
git
get along with

I just can't get along with him. - Onunla anlaşamadım gitti.

git
went

We went to London last year. - Geçen yıl Londra'ya gittik.

Yumi went there by herself. - Yumi oraya kendi gitti.

git
going to

Before going to work in Paris I must freshen up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

Before going to work in Paris, I must brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

git
go#to
git
türkçeyi ingilizceye çevir
gittiler
went

Tom and Mary cut classes and went to the zoo. - Tom ve Mary okullarını astılar ve hayvanat bahçesine gittiler.

They went skiing during their date. - Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler.

Anlamadım gitti
I just couldn't understand/get it
GiT
goto
az gitti uz gitti, dere tepe düz gitti
(in fairy tales) He traveled over hill and dale
git
go to

It will not make much difference whether you go today or tomorrow. - Bugün ya da yarın gitmen pek fark yaratmayacak.

I want to go to London. - Londra'ya gitmek isterim.

günah benden gitti
You can either ignore my advice or follow it; but if you ignore it, don't blame me if anything goes wrong
her şey yolunda gitti
all went hell
kötü gitti
fared ill
nasıl gitti
How did you fare
yorgan gitti, kavga bitti
(Konuşma Dili) The dispute's over because there's no longer anything to wrangle about
zımnında because of, owing to, for: İzmir'e bir iş zımnında gitti
He went to İzmir on business
çoğu gitti, azı kaldı
Most of it is over, the end is near
Englisch - Englisch

Definition von gitti im Englisch Englisch wörterbuch

git
A contemptible person
git
To leave
git
A silly, incompetent, stupid, annoying, or childish person
git
disapproval If you refer to another person as a git, you mean you dislike them and find them annoying. Variant of get. an offensive word for an unpleasant and annoying person, especially a man (get (16-20 centuries), from get )
git
a person who is deemed to be despicable or contemptible; "only a rotter would do that"; "kill the rat"; "throw the bum out"; "you cowardly little pukes!"; "the British call a contemptible person a `git'"
git
To get
git
Group travel in which individuals purchase a group package in which they will travel with others along a pre-set itinerary
git
Abr Group inclusive tour A group tour that is offered only if a minimum number of people book for it
git
{f} get (Colloquial)
git
A stupid or unpleasant person
git
synonym for gastrointestinal tract
Türkisch - Türkisch
Geçmiş zaman kipindeki fiillerden sonra gelerek istenmeyen bir şeyin yapıldığını, yapılacağını, istenen bir şeyin olmadığını veya olmayacağını anlatır: "Çolak Mehmet adında birini kapının arkasında ölmüş buldular, ancak sayılan bir adam değildi, gömdüler gitti."- M. Ş. Esendal
Englisch - Türkisch

Definition von gitti im Englisch Türkisch wörterbuch

git
(Argo) defol, kış kış
gitti
Favoriten