Well, I've got to go now.
- Şey, ben şimdi gitmeliyim.
I've got to go do something.
- Bir şey yapmaya gitmeliyim.
Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
- Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
Mr White has gone to Canada.
- Bay White Kanada'ya gitti.
When I went to Tokyo, I met him.
- Ben Tokyo'ya gittiğim zaman ona rastladım.
Who's your favorite heavy metal guitarist?
- Favori heavy metal gitaristin kim?
I just can't get along with him.
- Onunla anlaşamadım gitti.
Lastly, she went to America.
- Son olarak o Amerika'ya gitti.
Do you know where your father went?
- Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
I want to go to America someday.
- Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.
It will not make much difference whether you go today or tomorrow.
- Bugün ya da yarın gitmen pek fark yaratmayacak.