I'm looking forward to touring bookstores in the US.
- Amerika'daki kitapçılarda gezinmeyi dört gözle bekliyorum.
Why did we have to come on this tour? It's really boring.
- Neden bu geziye gelmek zorundaydık? Gerçekten çok sıkıcı.
He was traveling in the Philippines this time of last year.
- Geçtiğimiz yılın bu zamanında Filipinler'de geziyordu.
We're going to travel to Estonia at the beginning of next month.
- Önümüzdeki ayın başında Estonya'ya geziye gideceğiz.
The trip calls for a lot of money.
- Gezi çok fazla para gerektirir.
Some day we'll take a trip to India.
- Bir gün biz Hindistan'a gezi yapacağız.
I want to get a sightseeing visa.
- Bir gezi için vize almak istiyorum.
Do you have any sightseeing tours of this town?
- Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?
I want to go on a journey around the world if possible.
- Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum.
We are going on a journey next month.
- Gelecek ay geziye çıkıyoruz.
If it rains tomorrow, the excursion will be canceled.
- Yarın yağmur yağarsa gezi iptal edilecek.
We enjoyed the excursion very much.
- Geziden çok hoşlandık.
It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings.
- Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.
They chartered a bus for the firm's outing.
- Firmanın gezileri için bir otobüs kiraladılar.
I walked about aimlessly on the street.
- Caddede amaçsızca gezindim.
She walked around looking for him.
- Onu arayarak etrafta gezindi.
Tom is touring with Mary's band.
- Tom Mary'nin grubuyla geziyor.
Tom is still touring with Mary's band.
- Tom hâlâ Mary'nin grubuyla geziyor.
Would you like a ride?
- Bir gezinti ister misiniz?
Can I offer you a ride?
- Sana bir gezinti önerebilir miyim?
Some problems are expected on their expedition.
- Onların keşif gezisinde bazı sorunlar bekleniyor.
I anticipate that there will be problems on their expedition.
- Onların gezisinde sorunlar olacağını tahmin ediyorum.