Yokohama'ya varmak iki saatimi aldı.
- It took me two hours to get to Yokohama.
Arabayla istasyondan amcamın evine varmak yaklaşık sadece beş dakika aldı.
- It took only about five minutes to get to my uncle's house from the station by car.
Çalışmaya başlamak zorundayım.
- I have to get to work.
İşe başlamak istiyorum.
- I want to get to work.
Tom çatıya ulaşmak için merdivene tırmandı.
- Tom climbed up a ladder to get to the roof.
Adaya ulaşmak onlar için zordu.
- It was hard for them to get to the island.
Tom Mary'den gerçeği elde etmeyi başardı.
- Tom succeeded in getting the truth from Mary.
İstediğini elde etmeyi başardı.
- She succeeded in getting what she wanted.
Kumar oynamak: kesin bir şekilde bir şey için hiçbir şey elde etmemek.
- Gambling: The sure way of getting nothing for something.
Tom Mary'den gerçeği elde etmeyi başardı.
- Tom succeeded in getting the truth from Mary.
Ben erken kalkma alışkanlığı edinmek zorundayım.
- I have to form the habit of getting up early.
He's refusing to testify. I think the Mob got to him.
This job's really getting to me. I don't know how much longer I'll last.
... then 13 or 14 make it. That's a lot of paring it down and making sure you're getting to ...
... away from me getting to my event, that the only way I was ...