getirir

listen to the pronunciation of getirir
Türkisch - Englisch
brings up

That brings up another point I'd like to discuss. - O, tartışmak istediğim başka bir konuya getirir.

Third-person singular simple present indicative form of bring up
gelecek ne getirir
what the future holds
getir
brought

I brought you a little something. - Sana küçük bir şey getirdim.

I've brought you a little something. - Sana küçük bir şey getirdim.

getir
bring

Bring me the magazines. - Bana dergileri getir.

Can S. Jobs bring back the magic to Disney? - S.Jobs Disney'e büyüyü geri getirebilir mi?

getir
(Bilgisayar) import

The new law will bring about important changes in the educational system. - Yeni yasa, eğitim sistemine önemli değişiklikler getirecektir.

It's important to unite as many workers as possible. - Mümkün olduğunca çok sayıda işçiyi bir araya getirmek önemlidir.

getir
brought into

Fadil was brought into the police station and questioned. - Fadıl polis karakoluna getirildi ve sorgulandı.

Sami was brought into the police station. - Sami karakola getirildi.

getir
bring into
getir
{f} bringing

Are you bringing your camera? - Kameranı getiriyor musun?

Thanks for bringing me here. - Beni buraya getirdiğiniz için teşekkürler.

getir
hand in
Cahil ile çıkma yola getirir başına bin türlü bela
(Atasözü) Lack of experience invites trouble
az tamah çok ziyan/zarar getirir
(Atasözü) A little greed causes great loss
getir
broughtinto
getir
handin
getir
galligaskins
getir
spat
getir
hand#in
getir
bringinto
suya götürür, susuz getirir
(Konuşma Dili) He's a master hoodwinker
getirir
Favoriten