getirilmiş

listen to the pronunciation of getirilmiş
Türkisch - Englisch
seaborne
Transported on the sea or ocean, especially by floating on the sea
Seaborne actions or events take place on the sea in ships. a seaborne invasion. carried on or arriving in ships
{s} carried on or over the sea; transported over the sea by ship
conveyed by sea
Transported on the sea or ocean, especially something that arrives by floating on the sea
getir
brought

I've brought you a little something. - Sana küçük bir şey getirdim.

My uncle brought a new TV set for us. - Dayım bizim için yeni bir TV seti getirdi.

getir
bring

Bring me today's paper, please. - Lütfen bana bugünün gazetesini getir.

Bring me the magazines. - Bana dergileri getir.

dile getirilmiş
voiced
getir
(Bilgisayar) import

It's important to unite as many workers as possible. - Mümkün olduğunca çok sayıda işçiyi bir araya getirmek önemlidir.

The new law will bring about important changes in the educational system. - Yeni yasa, eğitim sistemine önemli değişiklikler getirecektir.

uyumlu hale getirilmiş
harmonized
uyumlu hale getirilmiş
harmonised
getir
brought into

Sami was brought into the police station. - Sami karakola getirildi.

Fadil was brought into the police station and questioned. - Fadıl polis karakoluna getirildi ve sorgulandı.

getir
bring into
getir
{f} bringing

Are you bringing your camera? - Kameranı getiriyor musun?

Thanks for bringing me here. - Beni buraya getirdiğiniz için teşekkürler.

getir
hand in
aceleye getirilmiş iş
rush job
daha güçlü hale getirilmiş
amplified
getir
broughtinto
getir
handin
getir
galligaskins
getir
spat
getir
hand#in
getir
bringinto
hamur haline getirilmiş
pulpwood
pelte haline getirilmiş
jellified
plaka haline getirilmiş
slabbed
provaların sayfa şekline getirilmiş hali
paste up
ruh haline getirilmiş
etherealised
sabun haline getirilmiş
saponified
yerine getirilmiş
(Hukuk) served
getirilmiş
Favoriten