Güvenlikten geçmek zorundayız.
- We have to get through security.
Arabayla istasyondan amcamın evine varmak yaklaşık sadece beş dakika aldı.
- It took only about five minutes to get to my uncle's house from the station by car.
Yokohama'ya varmak iki saatimi aldı.
- It took me two hours to get to Yokohama.
Çalışmaya başlamak zorundayım.
- I have to get to work.
İşe başlamak istiyorum.
- I want to get to work.
Ben sana telefonla ulaşmaya çalıştım ama başaramadım.
- I tried to reach you on the phone, but I was unable to get through
Telefonda sana ulaşmaya çalıştım,ancak bu mümkün olmadı.
- I tried to reach you on the phone, but I was unable to get through.
Kent merkezine ulaşmak için hangi otobüs veya trene binebileceğimi bana söyleyebilir misin?
- Can you tell me which bus or train I can take to get to the town centre?
Onlar Avrupa'ya ulaşmak için umutsuzdu.
- They were desperate to get to Europe.
He's refusing to testify. I think the Mob got to him.
This job's really getting to me. I don't know how much longer I'll last.