get the better of

listen to the pronunciation of get the better of
Englisch - Türkisch
(Konuşma Dili) zafer kazanmak
(Konuşma Dili) üstün gelmek
galip gelmek
üstesinden gelmek
(Konuşma Dili) kazanmak
yenmek
hakkından gelmek
üstün çıkmak
alt etmek
üstün olmak
best
{i} en iyisi

Sınavda elimden gelenin en iyisini yapacağım. - I'll do my best on the test.

Yeteneğimin en iyisine göre görevimi yapacağım. - I will do my duty to the best of my ability.

best
feriştah
best
ekstra
best
yapabileceğinin en iyisi

Yapabileceğinin en iyisini yaptın. - You've done the best you can do.

Sadece yapabileceğinin en iyisini yap. - Just do the best you can.

best
en iyi taraf/yan/kısım
best
en
best
en çok

En çok bu kitabı seviyorum. - I like this book best.

En çok sevdiğin birini al, hangisi olursa olsun. - Take the one you like best, whichever it is.

get the better
daha iyisini al
best
{s} en iyi

Benim en iyi dostum bir kitaptır. - My best friend is a book.

Yönetici ve moderatörler en iyi dil aracı Tatoeba Project için çalışıyorlar. - Administrator and moderators are working for the best language tool, Tatoeba Project.

best
en iyi şekilde

Tom işi elinden gelen en iyi şekilde yaptı. - Tom did the job the best he could.

O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi. - He made the best of the opportunity.

best
{f} yenmek
best
{s} (good ve well'in enüstünlük derecesi) en iyi, en hoş, en uygun
best
{s} birinci sınıf
best
{f} geçmek

Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım. - I'll do my best to pass the examination.

Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım. - I will do my best to pass the examination.

best
{f} alt etmek
best
baskın çıkmak
get the better
daha iyisini almak
get the better
(deyim) get the better of someone yenmek,alt etmek,hakkından gelmek,üstün çıkmak
Englisch - Englisch
To overwhelm or overcome; to influence heavily; to tend to control or persuade

Many people returned to work a bit anxious, they acknowledged, but grimly determined not to let terrorists get the better of them.

win a victory over; "You must overcome all difficulties"; "defeat your enemies"; "He overcame his shyness"; "She conquered here fear of mice"; "He overcame his infirmity"; "Her anger got the better of her and she blew up
have the last laugh
best
gain an advantage over
get the better of
Favoriten