Yüzüne bakınca benden bir şeyler gizlediğini anladım.
- Als ich ihm ins Gesicht sah, merkte ich, dass er mir etwas verheimlichte.
Bir kimsenin yüzü karakteri hakkında çok şey söyler.
- Das Gesicht einer Person sagt viel über ihren Charakter aus.
Yüzüne bakınca benden bir şeyler gizlediğini anladım.
- Als ich ihm ins Gesicht sah, merkte ich, dass er mir etwas verheimlichte.
Tanıdık bir sima görmek güzel.
- Es ist schön, ein bekanntes Gesicht zu sehen.
Yüzüne bakınca benden bir şeyler gizlediğini anladım.
- Als ich ihm ins Gesicht sah, merkte ich, dass er mir etwas verheimlichte.
Tom'un çok açık bir teni var ve güneşte kolayca yanar.
- Tom has a very fair complexion and burns easily in the sun.
Soluk tenli uzun boylu bir adam odaya girdi ve Tom'un yanına oturdu.
- A tall man with a sallow complexion walked into the room and sat down next to Tom.