Devrimin kendi yasaları vardır.
- Die Revolution hat ihre eigenen Gesetze.
Federal meclis bugün yeni bir yasayı benimsedi.
- Der Bundestag hat heute ein neues Gesetz verabschiedet.
Erkek kardeşim hukuk öğrenimi için Amerika'ya gitti.
- My brother went to the United States to study law.
O, üniversitede hukuk eğitimi alıyor.
- He is studying law at the university.
Kanun herkes için aynıdır.
- The law is the same for everyone.
Bu yeni kanunun, özgürlüğünü kısıtlayacağını hissediyor.
- He feels this new law will restrict his freedom.
Araba sürerken trafik kurallarına uymamız gerekiyor.
- You should obey the traffic laws when you drive.
Her şey doğanın kurallarına tabidir.
- Everything is subject to the laws of nature.
Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
- Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
Newton yerçekimi yasasını kanıtlamıştır.
- Newton established the law of gravity.
Daha deneyimli bir avukat, dava ile farklı bir şekilde ilgilenirdi.
- A more experienced lawyer would have dealt with the case in a different way.
Avukatlar davayı saatlerce savundu.
- The lawyers argued the case for hours.
You must observe the law.
- Sie müssen das Gesetz einhalten.
Everyone knows the law.
- Jeder kennt das Gesetz.
Newton and Einstein understood the law of gravitation in very different ways.
The law will be effective from the 1st of April.
- Das Gesetz wird am ersten April in Kraft treten.
You must observe the law.
- Du musst das Gesetz befolgen.