İki adam iş ortaklarıydı.
- The two men were business partners.
Bir ortaklık kurmayı kararlaştırdılar.
- They agreed to form a joint partnership.
Tom asla benim eşim değildi.
- Tom was never my partner.
Güvercinler ömür boyu aynı eşle kalırlar.
- Pigeons stay with the same partner for life.
Tom Mary'nin iş ortağı oldu.
- Tom became Mary's business partner.
Tom benim iş ortağım.
- Tom is my business partner.
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
- The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
Kulübün bütün üyeleri benimle anlaştılar.
- All the members of the club agreed with me.
Mary'nin hayat arkadaşı az konuşan bir adamdır.
- Mary's life partner is a man of few words.
Tom'un bir hayat arkadaşı yok.
- Tom doesn't have a partner.