geschadet

listen to the pronunciation of geschadet
Deutsch - Türkisch
zarar
Englisch - Türkisch

Definition von geschadet im Englisch Türkisch wörterbuch

hurt
{f} ağrımak
damaged
{s} hasarlı

Chris'in kalbi o kadar boş ve hasarlı hissetti ki o tamir edilemedi. - Chris' heart felt so empty and damaged that it couldn't be repaired.

Hasarlı saygınlığını onarmayı denedim. - I tried to repair his damaged prestige.

hurt
{i} yaralı

O yaralı! Ambulans çağır! - He's hurt! Call an ambulance!

Tom yaralı tek kişiydi. - Tom was the only one hurt.

damaged
bozulmuş
damaged
zarar verilmiş
damaged
hasara uğramak
hurt
ağrıtmak
hurt
zedelemek (bir uzvu)
hurt
ziyan
damaged
zarar görmüş

Zarar görmüş itibarını tamir etmeye çalıştım. - I tried to repair his damaged prestige.

Çatı fırtınadan zarar görmüştü. - The roof was damaged by the storm.

damaged
{f} hasar ver

Sami, Leyla'nın itibarına hasar verdi. - Sami damaged Layla's reputation.

Belki ona yanlışlıkla hasar verdim. - Maybe I accidentally damaged it.

damaged
zarar ver

Kuraklık oradaki tüm ürünlere zarar verdi. - The drought damaged all the crops there.

Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi. - We got our roof damaged by the typhoon.

damaged
{s} bozuk
damaged
{f} zarar ver: adj.zarar görm
damaged
{s} ezik ve çürük içinde
damaged
{f} hasar ver: adj.hasarlı
damaged
{s} mahvolmuş
Deutsch - Englisch
damaged
done damage
derogated
harmed
hurt
impaired
Harte Arbeit hat noch niemandem geschadet.
Hard work never did anyone any harm