gerisinde

listen to the pronunciation of gerisinde
Türkisch - Englisch
behind

I make it a rule to read the newspaper every day lest I should fall behind the times. - Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim.

You are ten minutes behind the appointed time. - Belirlenmiş sürenin on dakika gerisindesin.

(Havacılık) aft
in the rear of
behind, at he back of
astern
geri
back

He came back before eight. - Sekizden önce geri döndü.

What time will you be back? - Ne zaman geri döneceksin?

gerisinde kalmak
fall astern
gerisinde kalmak
fall behind
gerisinde behind: evin gerisinde behind
the house
gerisinde kalmak (bir işin)
get behind in
geri
{i} rest

Please, remember those words for the rest of your life. - Lütfen hayatınızın geriye kalanı için bu kelimeleri hatırlayın.

I put the rest of your clothes in the laundry. - Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.

geri
rear

Tom always looks in the rearview mirror before he backs up. - Tom her zaman geri gitmeden önce dikiz aynasına bakar.

geri
{s} reverse

Tom started the car and put it in reverse. - Tom arabayı çalıştırdı ve onu geri vitese aldı.

geri
behind

I tried to stop him, but he left me behind. - Onu durdurmaya çalıştım, ama beni geride bıraktı.

Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access. - Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.

cephe gerisinde
behind the front
geri
background
geri
remainder
geri
(Bilgisayar) prev
geri
aft
geri
(Bilgisayar) previous
geri
(Bilgisayar) back space
geri
lag
geri
undeveloped
geri
imbecile
geri
(Bilgisayar) back to
geri
provincial
geri
with-
geri
arrears
geri
stupid
geri
(Bilgisayar) bksp
geri
reclaim
geri
(Bilgisayar) backspace
perde gerisinde
(Muzik) backstage
geri
reclaimed
geri
to back
geri
restored to
geri
back in

Tom told Mary to put the hammer back into the toolbox when she was finished using it. - Tom Mary'ye kullanmayı bitirdiğinde çekici alet çantasına geri bırakmasını söyledi.

Tom is back in his office. - Tom ofisine geri döndü.

geri
back from
geri
the rest, remaining part, remainder, what's left
geri
slow (timepiece)
geri
the past
geri
backward

Tom took a step backward. - Tom geriye doğru bir adım attı.

Tom bends over backwards to please Mary. - Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.

geri
reversing
geri
backwards

Tom stumbled backwards. - Tom geriye tökezledi.

Tom stepped backwards. - Tom geriye adım attı.

geri
backward, behind in time or progress, behindhand
geri
retarded, backward
geri
outcome, result
geri
back, rear, reverse; rest, remainder; back, hind; backward, undeveloped; (saat, vb.) slow; stupid, half-witted, imbecile; back, backward(s)
geri
re
geri
posterior
geri
back, backward, to the rear
geri
retro
geri
hind

In hindsight, this was a mistake. - Geriye dönüp baktığımda, bu bir hataydı.

geri
slow

As my watch was slow, I missed the special express. - Saatim geri kaldığı için özel ekspresi kaçırdım.

That was because my watch was five minutes slow. - Sebebi saatimin beş dakika geri kalmasıydı.

geri
aback
geri
rearward
geri
Back up!/Back!
geri
anus (of an animal)
geri
back, back side, rear, the space behind
geri
with

In the end, the Germans were forced to withdraw. - Sonunda, Almanlar geri çekilmeye zorlandı.

I think everyone looks back on their childhood with some regret. - Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.

geri
pull away
yaşının gerisinde gelişme gösteren kimse
late developer
çağın gerisinde kalma
fossilization
çağın gerisinde kalmak
fossilize
çağın gerisinde kalmak
to be behind the times
çağın gerisinde kalmamak
to keep up with the times
Englisch - Englisch

Definition von gerisinde im Englisch Englisch wörterbuch

Geri
A diminutive of the female given name Geraldine, also used as a formal given name
geri
Kick
Türkisch - Türkisch

Definition von gerisinde im Türkisch Türkisch wörterbuch

geri
Benzerlerine ayak uydurup ilerleyememiş, gelişememiş
Geri
(Osmanlı Dönemi) BAZPES
geri
Bir şeyin sona kalan bölümü
geri
Keçi kılından yapılmış büyük çadır
geri
Bundan başkası
geri
Aptal, anlayışsız
geri
Araba üzerine gerilerek kenarları arabanın korkuluğuna tutturulan ve içine saman veya tahıl doldurulan büyük kıl çuval
geri
Geriye doğru
geri
Geçmiş, mazi: "Artık geride özleyeceğim hiçbir şey yok."- S. F. Abasıyanık
geri
Eksik gösteren
geri
Arka, bir şeyin sonra gelen bölümü, art, alt taraf, ileri karşıtı: "Amerikan barın gerisinden işaret eden barmen seslendi."- N. Cumalı
geri
Araba üzerine gerilerek içine saman veya tahıl doldurulmuş büyük kıl çuval
geri
Büyük çuval
geri
Geçmiş, mazi
geri
Geri dön, geri git!
geri
Geriye doğru: "Bağına, bahçene, suyuna, toprağına veda ederek geri gidiyorum."- F. R. Atay
geri
Son, sonuç
geri
Boşaltım organının dışı
geri
Eksik gösteren (saat)
geri
Hayvanda boşaltım organının dışı
geri
Bundan başkası: "Kaşla göz, gerisi söz."- Atasözü
geri
Arka, bir şeyin sonra gelen bölümü; art, alt taraf, ileri karşıtı
gerisinde
Favoriten