The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
His weight strained the rope.
- Onun ağırlığı ipi gerdi.
During the intermission I got up to stretch my legs.
- Molada bacaklarımı germek için kalktım.
I got out of bed and had a good stretch.
- Ben yataktan kalktım ve iyi bir gerindim.
What Jane said made the atmosphere less tense.
- Jane'in söylediği ortamı daha az gerdi.
In the most thrilling moment, everyone looked very tense.
- En heyecanlı anda herkes çok gergin görünüyordu.
Relax. You're all tensed up.
- Rahatlayın. Hepiniz gerginsiniz.
His weight strained the rope.
- Onun ağırlığı ipi gerdi.
Tom has been under a lot of strain recently.
- Tom son zamanlarda çok fazla gergin.
The cat was lying stretched out at full length in the sunlight streaming through the window.
- Kedi, pencereden giren güneş ışığında boylu boyunca gerinerek uzanıyordu.
Dad stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerindi.
The pregnancy left her with stretch marks.
- Gebelik onu gerilme izleriyle bıraktı.
It took me a whole year to recover my health.
- Sağlığımı geri kazanmak tam bir yılımı aldı.
He soon recovered his composure.
- Kısa sürede soğukkanlılığını geri kazandı.
Mongolian nomads live in gers.