The pregnancy left her with stretch marks.
- Gebelik onu gerilme izleriyle bıraktı.
Their marriage has been strained lately because of financial problems.
- Mali sıkıntılar nedeniyle evlilikleri son zamanlarda gerildi.
The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
I got out of bed and had a good stretch.
- Ben yataktan kalktım ve iyi bir gerindim.
During the intermission I got up to stretch my legs.
- Molada bacaklarımı germek için kalktım.
The atmosphere in Washington became very tense.
- Washington'daki atmosfer çok gergin oldu.
Tom says that he always feels tense when Mary is in the room.
- Mary odada iken, Tom her zaman gergin hissettiğini söylüyor.
Relax. You're all tensed up.
- Rahatlayın. Hepiniz gerginsiniz.
Tom has been under a lot of strain recently.
- Tom son zamanlarda çok fazla gergin.
Great strain was put on Tom and Mary's marriage by the constant meddling of Mary's mother.
- Mary'nin annesinin sürekli karışmasından Tom ve Mary'nin evliliğine büyük bir gerginlik konuldu.
He stretched and took a deep breath.
- Gerindi ve derin bir nefes aldı.
The cat was lying stretched out at full length in the sunlight streaming through the window.
- Kedi, pencereden giren güneş ışığında boylu boyunca gerinerek uzanıyordu.
He soon recovered his composure.
- Kısa sürede soğukkanlılığını geri kazandı.
He has completely recovered and can go back to work.
- Tom tamamen iyileşti ve işe geri gidebilir.
Mongolian nomads live in gers.