I can't keep this watch. I have to give it back to Tom.
- Ben bu saati saklayamam. Ben onu Tom'a geri vermek zorundayım.
You had to give it back to Tom, didn't you?
- Onu Tom'a geri vermek zorundaydın, değil mi?
When do I have to return the car?
- Ne zaman arabayı geri vermek zorundayım?
I have to give back the book before Saturday.
- Kitabı Cumartesiden önce geri vermek zorundayım.
Sarah demanded that she be given a refund.
- Sarah paralarının geri verilmesini talep etti.
Please remind me to give back this book.
- Lütfen bana bu kitabı geri vermemi hatırlat.
I've made up my mind to give back all the money I stole.
- Çaldığım bütün paraları geri vermeye karar verdim.
I lent him some money, but he hasn't returned it yet.
- Ona biraz borç para verdim, halen geri vermedi.
Borrow and return, then you can borrow again. Borrow and don't return, and then the borrowing gets difficult.
- Ödünç al ve geri ver, sonra tekrar ödünç alabilirsin.Ödünç al ve geri verme ve sonra ödünç alma zorlaşır.