Tom arrived here before the rest of us.
- Tom buraya geri kalanımızdan daha önce vardı.
What do the rest of us have to do to convince you?
- Geri kalanımız seni ikna etmek için ne yapmak zorunda?
Tom spent the remainder of the night thinking about Mary.
- Tom gecenin geri kalanını Mary'yi düşünerek geçirdi.
They cut the fins and tossed back the remainder of the living shark in the ocean.
- Onlar okyanusta yaşayan köpek balıklarının yüzgeçlerini kestiler ve geri kalanını geri attılar.
Do you want the rest of my sandwich?
- Benim sandviçin geri kalanını istiyor musunuz?
Tom wanted to spend the rest of his life with Mary.
- Tom, hayatının geri kalanını Mary ile geçirmek istedi.
You can have the rest.
- Geri kalanları alabilirsin.
Where are the rest of the files?
- Dosyaların geri kalanı nerede?