gerekir

listen to the pronunciation of gerekir
Türkisch - Englisch
should
ought
you must

You must face the facts. - Gerçeklerle yüzleşmen gerekir.

You must have a driver's license before you can drive a car. - Bir araba sürebilmenden önce bir ehliyete sahip olman gerekir.

gerek
need

My clock needs to be fixed. - Saatimin onarılması gerekiyor.

I need to configure this server with an appropriate firewall system. - Uygun bir güvenlik duvarı sistemiyle bu sunucuyu yapılandırmam gerekiyor.

gerek
whether or

Tom was uncertain whether or not he should tell Mary. - Tom Mary'ye söyleyip söylememesi gerektiğinden emin değildi.

Tom wasn't certain whether or not he should tell Mary. - Tom Mary'ye söylemesi gerekip gerekmediğinden emin değildi.

gerek
demand

I demanded that he should pay. - Onun ödemesi gerektiğini iddia ettim.

He demanded that I should pay the money at once. - Parayı bir kerede ödemem gerektiğini talep etti.

gerek
want

It is not necessary for you to take his advice if you don't want to. - Siz istemiyorsanız onun tavsiyesini almanıza gerek yok.

If you don't want to go, you don't need to. - Gitmek istemiyorsan, gitmene gerek yok.

gerek
concern

The existing law concerning car accidents requires amending. - Araba kazaları ile ilgili mevcut yasa değişiklikler gerektirir.

That's nothing you need to concern yourself with. - Bu kendinizi endişelendirmenizi gereken bir şey değil.

gerek
occasion
gerek
ought

I think that you ought to apologize to her. - Ben ondan özür dilemen gerektiğini düşünüyorum.

Admitting his lack of experience, I still think that he ought to do better. - Onun tecrübe eksikliğini kabul etmeme rağmen, hâlâ daha iyi yapması gerektiğini düşünüyorum.

gerek
requirement

Tom didn't find anyone who met the requirements. - Tom gereksinimleri karşılayan birini bulamadı.

Our college won't admit Tom until he meets all the requirements. - Bizim üniversite bütün gereksinimleri karşılayıncaya kadar Tom'u kabul etmeyecek.

gerek
involvement
gerek
required to

Am I required to get a visa? - Vize almam gerekiyor mu?

You're required to help them. - Ona yardım etmen gerek.

gerek
(Nükleer Bilimler) necessary

I find it necessary to be able to say what I feel. - Ne hissettiğimi söyleyebilmeyi gerekli buluyorum.

It is necessary that every member observe these rules. - Her üyenin bu kurallara uyması gereklidir.

gerek
the need
gerek
necessity, need, requirement; necessary, needed; whether ... or
gerek
exigence
gerek
both ... and: Gerek annesi, gerek babası aynı yerdendirler. Both his mother and his father are from the same place
gerek
whether ... or: Gerek ben gideyim, gerek siz gidin, gerek o gitsin, farketmez. Whether it is I or you or he who goes, it does not make any difference
gerek
requisition
gerek
necessity

Art is not a luxury, but a necessity. - Sanat bir lüks değil fakat bir gerekliliktir.

We understand the necessity of studying. - Eğitimin gerekliliğini anlıyoruz.

gerek
exigency
gerek
repeated, preceding nouns or phrases in parallel position
gerek
pinch

You'll get used to living alone in a pinch. - Gerektiğinde yalnız yaşamaya alışacaksın.

This will come in handy in a pinch. - Bu gerektiğinde işe yarayacak.

Türkisch - Türkisch

Definition von gerekir im Türkisch Türkisch wörterbuch

Gerek
(Hukuk) İKTİZA
gerek
Kelimeleri, kelime öbeklerini, görevdeş ögeleri birleştirme, eşitlik, istenileni seçme gibi anlamlar katarak bağlar
gerek
Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu (şey), lazım: "Mecnunlara Leylâ gerek, bana seni gerek seni."- Yunus Emre
gerek
Güçlü ihtimal belirtir
gerek
İcap

Bu yalnızca biraz istikrar icap ettirir. - Bu sadece biraz kararlılık gerektirir.

gerek
Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu (şey), lâzım
gerek
Kelimeleri, kelime öbeklerini, görevdeş ögeleri birleştirme, eşitlik, istenileni seçme gibi anlamlar katarak bağlar: "Gerek baba, gerek de ana tarafından sofuluk göreneğine vâris olmadım."- Y. K. Beyatlı. İcap: "... millî güvenlik gereklerinin ihlal edilmesi ... hâlinde belirli bir toplantı ve gösteri yürüyüşünü yasaklayabilir."- Anayasa
gerek
Güçlü ihtimal belirtir: "Bunların bir bildikleri olsa gerek."- M. Ş. Esendal