Söylenti daima gerçekten daha büyüktür.
- Das Gerücht ist immer größer als die Wahrheit.
Söylentileri ne kabul edebilirim ne de reddedebilirim.
- Ich kann die Gerüchte weder bestätigen noch dementieren.
Söylenti gerçek oldu.
- The rumor proved to be true.
Şehirde bir söylenti dolaşıyordu.
- A rumor circulated through the city.
Orada saklı hazineler olduğu dedikodusu yapılıyor.
- It is rumored there are treasures hidden there.
Tom ve Mary hakkında dedikodular duydum.
- I've heard rumors about Tom and Mary.