geputzt

listen to the pronunciation of geputzt
Englisch - Türkisch

Definition von geputzt im Englisch Türkisch wörterbuch

polished
{s} cilalı

Gümüş eşyaları cilalı tutmazsan parlaklığını kaybederler. - If you don't keep the silverware polished, it'll lose its luster.

polished
cilalanmış
polished
celi
polished
mücella
shined
parlayan
polished
parlatılmış

Japonlar ne zaman parlatılmış pirinç yemeye başladılar? - When did the Japanese start eating polished rice?

polished
{f} parlat

Susan babasının ayakkabılarını parlattı. - Susan polished her father's shoes.

Bu yüzükteki elmas parlatılır. - The diamond in this ring is polished.

cleaned
temizle(mek)
cleaned
temizle

Misafirleri gelmeden önce, o odasını temizledi. - She cleaned her room before her guests arrived.

Birlikte çalışarak, bütün evi çabucak temizlediler. - Working together, they cleaned the entire house in no time.

polished
{s} yontulmuş
polished
{s} parlak

Gümüş eşyaları cilalı tutmazsan parlaklığını kaybederler. - If you don't keep the silverware polished, it'll lose its luster.

polished
{s} kibar
polished
{s} gösterişli
polished
{s} boyanmış
polished
{s} nazik