Araba dijital kontrollü klima ile donatılmıştır.
- The car is equipped with digitally controlled air conditioning.
Nükleer reaktörün koruyucu somut tabakası kontrollü patlamalar kullanılarak imha edilecek.
- The concrete layer of the nuclear reactor's shielding will be destroyed using controlled explosions.
Tom her şeyi kontrol etti.
- Tom controlled everything.
Tom Mary'ye vurmak istedi ama kendini kontrol etti.
- Tom wanted to hit Mary, but he controlled himself.
Tom cihazı dikkatlice inceledi.
- Tom inspected the equipment carefully.
Sami'nin arabası dedektifler tarafından incelendi.
- Sami's car was inspected by investigators.
Tom kahve demlemeye başladı, sonra epostasını kontrol etti.
- Tom started the coffee brewing, then checked his email.
Tom trafiğe çıkmadan önce dikiz aynasını kontrol etti.
- Tom checked his rearview mirror before pulling out into traffic.