genin

listen to the pronunciation of genin
Türkisch - Englisch
gene
gen
wide

My living room has wide windows. - Oturma odamda geniş pencereler var.

When Columbus discovered America, bison (American buffalo) inhabited a wide-ranging area. - Columbus Amerika'yı keşfettiği zaman, bizon ( Amerikan mandası ) geniş bir alanda yaşıyordu.

gen
broad

He has broad shoulders. - Onun geniş omuzları vardı.

Jim has broad shoulders. - Jim'in geniş omuzları var.

gen
recess
gen
(Bilgisayar) width

To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth. - Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.

What's the width of this road? - Bu yolun genişliği nedir?

gen
gene

We generally drink tea after a meal. - Biz genellikle bir öğünden sonra çay içeriz.

Generally speaking, the climate in England is mild. - Genelde, İngiltere'de iklim yumuşaktır.

gen
broad, wide " geniş; (tarla) unploughed
gen
biol. gene
gen
gon

Usually, I'll be gone before the morning light. - Genellikle, sabah ışığından önce gitmiş olurum.

gen
misgiving
gen
smatter
gen
slipway
gen
sanction
gen
insomuch
gen
temporality
gen
bilbo
gen
liven
gen
sulk
gen
whisker
Englisch - Englisch
The steroid-related portion of some types of glycosides
-genin
Used to form words indicating steroids
gen
information
gen
generation
gen
genitive
gen
gender
gen
general, generally
gen
genus
gen
General

He was a general in WWII. - He was a general in the Second World War.

In general, men are taller than women. - Generally, men are taller than women.

Gen
A Niger-Congo language of Togo
Gen
Gen. is a written abbreviation for General. Gen. de Gaulle sensed that nuclear weapons would fundamentally change the nature of international relations. the written abbreviation of General. information gen on. genned genning gen up to learn a lot of information about something for a particular purpose gen up on
Gen
ark
gen
Fanfiction that does not specifically focus on romance
gen
informal term for information; "give me the gen on your new line of computers
gen
{i} general information (Slang)
gen
A suffix used in scientific words in the sense of producing, generating: as, amphigen, amidogen, halogen
gen
informal term for information; "give me the gen on your new line of computers"
gen
X An expert system expert-system developed by General Electric
gen
genitive case
gen
General terms, which may apply to various areas of energy, particularly renewable energy technologies
gen
adv: yet, now, still, again; further, besides, moreover 734
gen
Generator
gen
A suffix meaning produced, generated; as, exogen
Türkisch - Türkisch

Definition von genin im Türkisch Türkisch wörterbuch

gen
İçinde bulunduğu hücre veya organizmaya özel bir etkisi olan, kuşaktan kuşağa ve hücreden hücreye geçen kalıtımsal öge, jen: "Eşref Şefik, köklü bir İstanbul ailesinin genleri ile bu akıcı konuşma diline egemendi."- H. Taner
Gen
jen
gen
Bir süre sürülmeyerek boş bırakılmış (tarla)
gen
Kuşaktan kuşağa ve hücreden hücreye geçen kalıtımsalöge
gen
İçinde bulunduğu hücre veya organizmada özel bir etkisi olan, kuşaktan kuşağa ve hücreden hücreye geçen kalıtımsal öge
gen
Kalıtım, soya çekim
gen
Üçgen, dörtgen gibi geometri terimlerinde "kenarlı" anlamıyla kullanılmıştır
gen
Bir süre sürülmeyerek boş bırakılmış (tarla): "Yurdumuzun neresinde işlenmemiş bir parça toprak, gen bir tarla görsem seni anarım."- N. Cumalı. İçinde bulunduğu hücre veya organizmada özel bir etkisi olan, kuşaktan kuşağa ve hücreden hücreye geçen kalıtımsal öge: "Eşref Şefik, köklü bir İstanbul ailesinin genleri ile bu akıcı konuşma diline egemendi."- H. Taner
gen
Geniş. Üçgen, dörtgen gibi geometri terimlerinde "kenarlı" anlamıyla kullanılmıştır
gen
Geniş

New York'un caddeleri çok geniş. - New York'un caddeleri çok geniştir.

New York'un caddeleri çok geniştir. - New York'un caddeleri çok geniş.

gen
Bir süre sürülmeyerek boş bırakılmış tarla
gen
işlenmemiş bakır
Englisch - Türkisch

Definition von genin im Englisch Türkisch wörterbuch

gen
bilgi vermek
gen
malumat
gen
esk

Eskiden cinsiyetin doğuştan kazanıldığını savunanlardandım, ama artık ikili cinsiyet sistemine çok karşıyım. - I used to be really cis, but by now I've become pretty genderqueer.

Tom eski neslin bir üyesi olduğunu itiraf etmekten nefret ediyor. - Tom hates to admit that he's a member of the older generation.

gen
tam bilgi
gen
doğru haber
gen
{i} bilgi

Bilgisayarı bozdun. Aferin, dahi. - You broke the computer. Nice going, genius.

Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim. - I was impressed by the general knowledge of Japanese students.

gen
gen bilgilen/bilgilendir
gen
{i} doğru bilgi
gen
{i} haber
genin
Favoriten