Definition von genii im Englisch Türkisch wörterbuch
- genius
- dahi
O herkesin bildiği gibi, o bir dahidir.
- As everyone knows, he is a genius.
Matematikte bir dahiydi.
- She was a genius in mathematics.
- Genius
- (Mitoloji) Roma tanrısı. Bir nevi koruyucu melek görevini görüyordu. Her insanın kendine ait bir Genius'u olduğuna inanılırdı
- genie
- {i} peri
- genius
- {i} koruyucu melek
- genius
- {i} yaratıcılık
Bir deha olağanüstü yaratıcılık yeteneklerine sahip bir kişidir.
- A genius is a person with extraordinary creative abilities.
- genius
- dahilik
- genie
- dahi
- genius
- öke
- genie
- cin
Alaaddin, sihirli lambayı ovuşturduğu zaman bir cin çıktı.
- A genie appeared when Aladdin rubbed the magic lamp.
Cin, Tom'un üç dilek dilemesini istedi.
- The genie asked Tom to make three wishes.
- genius
- üstün yetenek
- genius
- deha
Herkes Kate'in bir deha olduğunu ve başarılı bir geleceğe sahip olacağını söylüyor.
- Everyone says that Kate is a genius and will have a successful future.
Einstein matematiksel bir deha idi.
- Einstein was a mathematical genius.
- genie
- cinim
- genius
- dâhi
- genius
- özellik
- genius
- istidat, yetenek
- genie
- (Askeri) GENİE: Nükleer savaş başlığı ile teçhiz edilmiş, havadan havaya güdümsüz roket. F-89, F-101 ve F-106 uçakları için tasarlanmıştır. AIR-2 olarak isimlendirilir
- genius
- eski Roma mitolojisinde bir kimseyi veya yeri himaye eden cin
- genius
- {i} ruh
- genius
- peri
- genius
- ozellik
- genius
- {i} düşünce yapısı
- genius
- cin
- genius
- {i} görüş
Kendi görüşüne göre o bir deha.
- He is a genius in his own opinion.
- genius
- cin/deha
- genius
- insan kaderine hükmeden kimse
- genius
- {i} (çoğ. --es)
- genius
- biri iyi ve diğeri kötü iki pe