Stretch the pizza with your hands.
- Pizzayı elinizle genişletin.
She wants to extend the no-smoking area.
- O, sigara içilmeyen alanı genişletmek istiyor.
They extended their territory by conquest.
- Onlar fetihle bölgelerini genişletti.
They widened the road.
- Onlar yolu genişletti.
Television helps us widen our knowledge.
- Televizyon bilgimizi genişletmemize yardımcı olur.
He widened his small circle of friends.
- O, küçük arkadaş çevresini genişletti.
They widened the road.
- Onlar yolu genişletti.
Travel broadens your mind.
- Seyahat aklınızı genişletir.
Good films broaden our horizons.
- İyi filmler ufuklarımızı genişletir.
He expanded his research.
- O, araştırmasını genişletti.
A heath is often created or expanded by fire, which prevents the growth of trees.
- Ağaçların büyümesini engelleyen bir fundalık sık sık yangın tarafından oluşturulur ya da genişletilir.
With work, we can expand our markets.
- Çalışarak, pazarlarımızı genişletebiliriz.
He expanded his research.
- O, araştırmasını genişletti.
Will the universe expand indefinitely?
- Evren sonsuza kadar genişleyecek mi?
The business has expanded by 50% this year.
- İş bu yıl % 50 oranında genişlemiştir.
The workers are expanding the road.
- İşçiler yolu genişletiyor.