gemiye

listen to the pronunciation of gemiye
Türkisch - Englisch
aboard

We went aboard the ship at ten. - Saat onda gemiye bindik.

Did you see her go aboard? - Onun gemiye binişini gördün mü?

on board

We went on board a ship. - Biz bir gemiye bindik.

Have the tourists all gone on board? - Bütün turistler gemiye bindiler mi?

on board the ship
gemi
vessel

A cargo vessel, bound for Athens, sank in the Mediterranean without a trace. - Atina'ya giden bir yük gemisi, bir iz bırakmadan Akdeniz'de battı.

The vessel was loaded with coal, lumber, and so on. - Gemi kömür, kereste, ve benzeri şeylerle yüklüydü.

gemi
{i} ship

The ship was wrecked on the rocks. - Gemi, kayalara çarpmış.

The ship passed through the Panama Canal. - Gemi Panama Kanalından geçti.

gemiye binmek
{f} embark
gemiye bindirmek
to embark
gemiye bindirmek
ship
gemiye binme
embarkation

Is this the embarkation card? - Bu, gemiye binme kartı mı?

gemiye binmek
to embark
gemiye binmek
ship

May I have permission to board this ship? - Bu gemiye binmek için izin alabilir miyim?

gemiye binmek
to embark, go on board
gemiye karşı füze savunması
(Askeri) antiship missile defense
gemiye kaçak binen yolcu
stowaway
gemiye nereden binebilirim
Where can I board the ship
gemiye yüklemek
lade
gemiye çıkan gümrükçü
tidewaiter
gemiden gemiye
ship to ship
gemiden gemiye aktarma
reshipment
gemiden gemiye aktarma yapmak
reship
gemi
{i} craft
gemi
{i} bark
gemi
steamer

As good luck would have it, a steamer passed by and they were saved. - Şans eseri, bir gemi geçti ve onlar kurtarıldı.

The paddle steamer is just leaving port. - Çarklı gemi şimdi limandan ayrılıyor.

(gemiye) yüklemek
(Askeri) lade
binmek (gemiye vb)
board
gemi
fighter
gemi
(Askeri) sloop rig
gemi
(Askeri) sailing ship
gemi
crafts
gemi
mercantile vessel
gemi
watercraft
gemi
(Askeri) liner

The liner called at Hong Kong. - Yolcu gemisi Hong Kong'a uğradı.

gemi
boarder
gemiye binmek
get on board
gemi
keel
gemi
boat

The boat was approaching the English Channel. - Gemi Manş Denizine yaklaşıyordu.

The big ship rammed a fishing boat. - Büyük gemi bir balıkçı teknesine çarptı.

gemi
sail

The ship sails for Honolulu tomorrow. - Gemi yarın Honolulu'ya denize açılacak.

The ship sailed around the cape. - Gemi burnun etrafını dolaştı.

gemi
sloop
gemiye bin
embark

Is this the embarkation card? - Bu, gemiye binme kartı mı?

Gemi
steam ship
başka gemiye aktarmak
transship
gemi
ship, boat, vessel, craft; nautical
gemi
(Hukuk) ship, vessel
gemi
shipboard
gemi
bottom

The ship went down to the bottom of the sea. - Gemi denizin dibine battı.

The ship sank to the bottom of the sea. - Gemi denizin dibine battı.

gemi
prow
gemiye binmek
(Fiili Deyim ) go aboard
hükümet izniyle düşman gemiye saldırmak
(tic. gemi) privateer
sarhoş edip gemiye tayfa almak
shanghai
uzayda başka gemiye kenetlemek
dock
gemiye
Favoriten