An entrepreneur puts market share and profit before quality, an amateur intrinsic qualities before economical considerations.
He stood before me.
The period before us looks grim because of the economical crisis.
I came to Japan from China.
- Çin'den Japonya'ya geldim.
No more than 50 people came.
- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
Do you want to come with us?
- Bizimle gelmek ister misiniz?
Why did you come to Japan?
- Neden Japonya'ya geldin?
Did you come from a musical family?
- Müziksever bir aileden mi geldin?
Social order does not come from nature. It is founded on customs.
- Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
Christmas is coming soon.
- Yakında Noel geliyor.
She is coming from England.
- O İngiltere'den geliyor.
There is not past, no future; everything flows in an eternal present.
- Geçmiş ve gelecek yok; her şey sonsuz bir şimdikilikte akıyor.
Next time I come, I'll bring you some flowers.
- Bir daha ki gelişimde, sana bazı çiçekler getireceğim.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.