Our wedding anniversary is coming soon.
- Evlilik yıl dönümümüz yakında geliyor.
Christmas is coming soon.
- Yakında Noel geliyor.
Cathy is coming to see our baby tonight.
- Cathy bu gece bizim bebeği görmek için geliyor.
Are you coming to the party?
- Partiye geliyor musun?
The hardest academic exam of my life is coming up. Fluid Mechanics.
- Hayatımın en zor akademik sınavı geliyor. Akışkanlar mekaniği.
Tom is coming up behind us.
- Tom arkamızdan geliyor.
She came to see us yesterday.
- O dün bizi görmek için geldi.
The girl fainted, but she came to when we threw water on her face.
- Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.
Why did you come to Japan?
- Neden Japonya'ya geldin?
Can you come at nine?
- Dokuzda gelebilir misin?
Did you come from a musical family?
- Müziksever bir aileden mi geldin?
Social order does not come from nature. It is founded on customs.
- Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
She is coming from England.
- O İngiltere'den geliyor.
Her dad won't be coming, he is very busy.
- Babası gelmeyecek, o çok meşgul.
There is not past, no future; everything flows in an eternal present.
- Geçmiş ve gelecek yok; her şey sonsuz bir şimdikilikte akıyor.
He came bearing a large bunch of flowers.
- O, büyük bir demet çiçek taşıyarak geldi.
That sounds good, doesn't it?
- O kulağa hoş geliyor, değil mi?
It seems to me that we should go now.
- Bana şimdi gitmemiz gerekiyor gibi geliyor.
It seems that I have lost my keys.
- Anahtarlarımı kaybettim gibi geliyor.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.