In the near future, we will be able to put an end to AIDS.
- Yakın gelecekte, AIDS'e son verebileceğiz.
I really look forward to your visit in the near future.
- Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
No one can tell what'll happen in the future.
- Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.
Kim means to be a diplomat in the future.
- Kim gelecekte bir diplomat olmaya niyet ediyor.
She is likely to come.
- O muhtemelen gelecek.
He is likely to come.
- O muhtemelen gelecektir.
What will happen in the eternal future that seems to have no purpose, but clearly just manifested by fate?
- Hiçbir amacı yokmuş gibi görünen ama var olmaktan başka bir kaderi olmadığı da açık olan bir sonsuzluktaki sonsuz gelecekte neler olacak?
He will be coming to see me this afternoon.
- O, bu öğleden sonra beni görmeye gelecek.
Will he be coming this evening?
- O bu akşam gelecek mi?
My sister will go to Tokyo next year.
- Kız kardeşim gelecek sene Tokyo'ya gidecek.
He will have lived here for ten years by the end of next month.
- Gelecek ayın sonunda on yıldır burada yaşamakta olacak.